Rahim iç zarının aylık dökülme kanamalarına mens ya da adet kanaması dendiğini biliyoruz. Rahim iç yüzünün dışında başka bir yerlerde, en çok da yumurtalıkların üzerinde, gerçek rahim iç zarı gibi özellik kazanan bir zar oluşursa orası da aydan aya kanar. Fakat, adet kanaması gibi dışarı akabileceği bir yol olmadığı için kan bulunduğu yere birikir. Sonraki aylarda da tekrar yeni kanamaların eklenmesiyle toplanan kan çikolata kisti diye adlandırılan bir oluşum meydana getirir. Bu kistin içindeki erimiş çikolata kıvamındaki içeriği bir kez gören kişi bu ismin ne kadar yerinde olduğunu anlar.
Çikolata kistleri oluşurken etraflarındaki dokularda yapışıklıklar yapabilirler. Hatta bu yapışıklıklar nedeniyle tüplerin ağızları bile kapanabilir. O zaman tüplerin kapalılığı yoluyla gebeliğe engel olabilirler. Ayrıca tüpler açık olsa bile yapışıklıklar nedeniyle rahat hareket edemedikleri için de döllenmenin zorlaştığı bilinmektedir. Böyle mekanik zorluklar varsa endometriozisin cerrahi tedavisi düşünülebilir.
Öte yandan, endometriozisin mekanik engel oluşturmasa bile etraf dokulara salgıladığı bazı maddeler aracılığı ile gebe kalmayı olumsuz etkilediği de bilinmektedir. Bunun içindir ki, endometriozis olan hastalarda, gerek kendiğinden, gerekse yardımcı üreme teknikleriyle (aşılama ve tüp-bebek) gebelik oranları bir miktar daha azalmış görülmektedir.
Endometriozis şiddetli ağrı yapıyorsa cerrahi veya ilaç tedavisi gerektirir.
İnfertilite için tedavisi ise tartışmalıdır.
Önceleri infertilitede endometriozis varlığında, doğrudan endometriozis tedavisine çalışılırken, yardımcı üreme tekniklerinin yaygınlaşması nedeniyle şimdi hedef doğrudan gebelik elde etmeye yönelik hale gelmiştir. Tedavi düşünülse bile, gerekçesi tüp-bebek öncesinde gebelik oranlarını olumsuz etkilemesin diye bir yardımcı yöntem olarak kullanılmaktadır. Hatta bazı hekimler, bu durumdaki tedavinin tüp-bebekteki başarı oranlarını pek etkilemediği düşüncesiyle, hastanın yönetiminde tedavi planlarken hafif veya orta şiddetteki endometriozisi hiç dikkate almamaktadırlar.
Öte yandan, fonksiyonel tıp açısından bakıldığında, endometriozis tedavi edilebilir bir hastalıktır. Nedeni yaşam tarzımızdaki yanlışlıkların genetik zemin üzerinde beslenmesi ile ortaya çıkar. Kronik yangı halini bir orman yangınına benzetecek olursak, yanlış beslenme ateşi tutuşturur, yanlış alışkanlıklar körükler ve yangın kontrolden çıkar. Bir kez başlamış olan yangın, kişiden kişiye değişen şiddette kronik hastalıklara neden olur. Kimisinde endometriozis, kimisinde kronik romatizmal hastalıklar, kimisinde oto immün hastalıklar olarak baş gösterir. Hepsinin temel mekanizması aynıdır. Çözümleri de aynıdır. Yangın öbeklerini teker teker söndürmek, yangını azdıran rüzgarlardan korunmaya çalışmak...
Bu yol maksimum hasta uyumu ve gayreti gerektirir. Fonksiyonel tıp konusunda bilgili bir hekim yardımı ile, tüm kronik hastalıklar gibi söndürülebilir...