Başka bir açıdan...

 

Uzunca bir süre çözemediğiniz bir problemi, bazen farklı bir bakış açısıyla görebildiğiniz zaman, aklınızda bir şimşek çakar. Buldum dersiniz...

Yıllarca kronik sağlık sorunlarıyla boğuşmuş, modern tıbbın olanaklarıyla iyileşememiş bir çok insan, şu ya da bu nedenle ulaştıkları ve uygulamaya başladıkları yaşam tarzı değişiklikleriyle mucize gibi iyileşmeler yaşamışlar. Sonra da, yaşadıkları bu sağlık mucizesinin peygamberleri(!) gibi hissedip herkesi bu doğru(!) yaşam tarzına davet etmişler. Başta bu deneyimi yaşayan doktorlar olmak üzere, aynı sıkıntıları yaşayan diğer insanlara da bu yöntemleri tanıtmak istemişler. Kitaplar yazmışlar, konferanslar vermişler, hem de ünlü sağlıkçılar olarak (doktor olanlar da olmayanlar da) önemli ticari getiriler de elde etmişler. Ve işin içine ticaret girince tekrar doğrular bulanmaya başlamış.

Böyle bir zeminde gelişmeye başlayan fonksiyonel tıp, internet iletişiminin de yardımıyla hızla duyulmaya ve yaygınlaşmaya başlamış durumda.

Bilimin kanıt gerekliliği burada fonksiyonel tıp bakış açısını bir yol ayrımına getirmiş.

İnsan organizması gibi, çok ama çok değişkenli bir denklemi bilimsel yöntemlerle çözmek mümkün değil, bilimsel kanıt şart değil diyenler. Haklı olabilirler.

Bilimsel olarak kanıtlanamıyorsa da, neden kanıtlanamadığını kavramaya çalışıp, bilimin ışığından kopmaktan korkanlar. Ben bu ikinci grupta buluyorum kendimi. Bilimsel düşünceden koparsam aklımın zemberekleri boşalır (!) diye korkuyorum. Bana bilim insanı diye güvenenleri de yanıltmış olurum diye korkuyorum. 

Ben modern literatürü bilimsel temellerden kopmadan, sadece başka bir açıdan yorumlayarak doktorluk yapılabileceğini, hatta gerçek tıbbın böyle uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Yazımın başında verdiğim çözülemeyen problemi kronik hastalıklar dersek, aklımızda şimşek çaktıran farklı bir bakış açısı fonksiyonel tıp... En azından ben böyle algılıyorum.

Sayfanın başındaki resme ördek dediyseniz de haklısınız, tavşan dediyseniz de... Basit... Yorum farkı.

Ama her bakış açısı farklılığı bu kadar basit değil. Örneğin aşağıdaki şekli dört olarak da sayanlar da yanlış, üç olarak sayanlar da... "Ben böyle yorumluyorum" deyip işin içinden sıyrılmak geçerli olmuyor.