Bazen biz tetkiklerimizde hiç bir sorun bulamayız. Bizim hesaplara bakılırsa çoktan gebelik olmuş olması(!) gerekiyor. Ama yok işte...
O zaman bir teşhis koymamız gerekiyor. Biz bulamadık desek olmaz (!)... Dünya da öyle yapıyor. Teşhis: "Unexplained Infertility", yani, Türkçe'si "Açıklanamayan İnfertilite"... Neymiş? Biz bilemiyoruz demek... Gerçekten de işin aslı o. Biz bugünkü tıbbî bilgilerimizle bir neden bulamıyoruz. Ama belli ki bir neden var ve bu spermler ile bu yumurtalar defalarca karşılaştılar ama gebelik olmadı... Belki yıllar sonra bir bir keşfedilen hastalıklarla birlikte bu "açıklanamayan" denilen gruba kalan hastalar gittikçe azalacak. İyi ama, bugünkü hekimle bugünkü hastaya bunun ne faydası var?
Öyleyse asıl hedef, "Ne Yapalım?"
Biz klasik olarak tıbben ne yapıyoruz? Nedeni bilip ona yönelik bir şey yapamıyorsak, sonuca yönelik gebelik şansını artıracak yöntemlere başvuruyoruz.
(Burada farklı bir açıdan bakan Fonksiyonel Tıp bakışını bir sonraki konu olarak anlatacağım için şimdilik parantez içinde söz edip geçiyorum.)
Üç seçenek var: 1. Beklemek, 2. Aşılama, 3. Tüp-bebek.
Biz tedavi gerektiren somut bir durum var mı diye bakarız. Varsa ona göre tıbbi önerimizi yaparız. Buraya kadarı tıbbi karardır.
Tedavi gerektiren somut bir durum bulamadıysak, yani teşhisimiz "Açıklanamayan İnfertilite" ise, verilecek karar tıbbi bir karar olmaktan çok sosyal bir karardır bence... Çünkü seçeneklerden en güçlüsü bile gebelik garantisi verememektedir. Beklemeyi seçsek doğru karar vermiş olur muyuz? Yoksa aşılama mı denesek? Yoksa boşuna zaman ve maddiyat kaybetmeden tüp-bebeğe mi geçsek? Kim kesin söyleyebilir?
***
Gebelikle sonuçlandığında yanlış yöntem yoktur.
Tüp-bebek tedavisi ile gebe kalan milyonlarca çocuk var dünyada. Etrafınızda bir çırpıda sayabileceğiniz kaç tane de sizin tanıdığınız vardır mutlaka. Acaba "Hadi biz de katılalım bu kervana, bitsin artık bu oldu mu olacak mı sıkıntısı..." demek mi doğru karardır?
Yoksa acele etmesek mi?
Acaba defalarca tüp-bebek tedavisinden sonuç alamayanlar arasında mı yer alırız?
Bir de iyice kafa karıştıran sürpriz örnekleri de var etrafımızda. Tüp bebek tedavileriyle doğan bebeklerden sonra kendiliğinden olan tekrar gebelikleri hiç duymadık mı? Veya ümidi kestikten sonra kendiliğinden olan gebelikleri?
***
Bu konuda sık kullandığım bir örnek var:
Gece geç vakit durakta belediye otobüsü bekliyorsunuz. Son otobüs geçti mi acaba? Az sonra mı gelir? Daha çok mu var gelmesine? Taksi mi çağırsak? Ya taksiye tam binerken otobüs geliverirse?
Sonunda hem bir saat soğukta bekleyip, hem de mecbur kalıp taksi tutmak zorunda kalmak da var. Öte yandan, hiç beklemeden taksiye binip bir saat önce sıcacık eve ulaşmış olmak da var.
Karar vermek ve kararından mutlu olmak başka bir şey. "İyi ki beklemişim, kırkbeş dakikada otobüs geldi diye" mutlu olmak da mümkün... Taksi tutup eve gittikten sonra "belediye otobüsü bizden hemen sonra geldi miydi acaba, taksi parası boşa mı gitti" diye mutsuz olmak da mümkün...
***
Buradan sonrası sosyal karardır diye ısrar etmemim nedeni şu: Bebek isteyip de gebelik oluşmayan çiftler kendi durumlarına bakarak kendileri bu kararı verecekler.
Bu belirsizliklerin içinde, kendileri için çok önemli bir miktar olan parayı, belki de tüm yaşamlarının birikimini, sadece "bir gebelik denemesi" ya da "bir gebelik şansı" için mi kullanıyorlar? Üstelik gebelik oluşmazsa ikinci bir denemeye gücü kalmayacak durumda iseler... Hatta, ikinci denemeden vaz geçtik birincinin borcu, ya da kredi kart ödemesi onlar için altından zor kalkılacak bir yük mü? Yaşam bebekten ibaret değil. İyi düşünmek gerekir.
Yoksa bir tüp-bebek deneme ücreti onlar için "bir yüzük eksik aldım sayarım" parası mı? Üç beş defa gebelik denemesini tüp-bebek yöntemiyle yapmaları da o kadar kolay mı? "Üç beş boşa gitse altıncıda olur. Olmasa da giden gitsin" diyebiliyorlarsa, neden denemesinler?
İster "uğraşmayalım", ister "başka çare kalmadı" diyor olsunlar, kendi kararlarının sorumluluklarını "olumlu" veya "olumsuz" olarak üstlenmiş olmalıdırlar.
***
Lütfen dikkat! Tüm bu söylediklerim "Açıklanamayan İnfertilite" durumunda geçerli. Yoksa Azoospermisi olan, iki taraflı tüpleri kapalı olan, rahim içinde polipleri vb durumları olan çiftlerde ne yapılacağı somut bir şekilde ortadadır. "Beklesek mi? Piyango bileti almak gibi mi?" denecek şeyler değildir elbette. Her birisinin tedavisi bilimin ışığında kanıtlanmış yöntemlerle yapılmalıdır zaten...
***
Hafif erkek faktörü, endometriozis, vb. hallerde de süreç uzayıp sonuç alınamayınca, yollar bir şekilde bu noktaya gelebilir ve yukarıda tarif edilen "Açıklanamayan İnfertilite"deki muhakeme ve karar yöntemleriyle aynı şekilde tüp-bebek kararı alınabilir... (Bu arada, eğer bu tedavilerin ücreti sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenecekse, bazı aşamaların yerine getirilmiş olması kurum tarafından şart koşulmaktadır, bu da son derece doğaldır.)