1. Adaylığın Kabulü


Evet, Tüp-Bebek tedavisi bazen gerçekten bir mucizedir. Kendiliğinden gerçekleşmesi imkansız bir olay dış müdahale ile mümkün hale gelebilir.

Örneğin, tüpleri kapalı olan bir hanımın yumurtası ile eşinin sperminin buluşabilmesi fizik olarak imkansızdır. Tüplerin ameliyatla açılması ise her zaman mümkün değil. Bu durumda tüp-bebek tedavisi mucizeyi gerçekleştirir.

Ama çoğu kez ayrıntısını bilemediğimiz gerekçelerle gebelik olayı gerçekleşmiyorsa, Tüp-Bebek tedavisi anne-baba olma şansını artırma yönteminden ibarettir. Gebe kalınabilecekse süreyi kısaltmak için kullanılan bir yöntemdir. Bazılarına göre kolay, hızlı, ucuz, bazılarına göre zor, zahmetli, pahalı bir yöntemdir.

Her nasıl algılanıyorsa...

İşlem için önce hanım adayın yumurtasına ve erkek adayın spermine ihtiyaç vardır.  Olmazsa olmaz şarttır. Bu aşamada adaylardan bu tohum hücrelerinin alınabilmesi gereklidir.

Eğer azoopermi varsa ve sperm elde edilemeyecekse, veya daha önce denenmiş ve elde edilememişse bu işe hiç başlamamak daha akıllıcadır.

Ya da yumurta elde edilebilecek "yaş" geçmiş ise yumurta elde edilemeyecektir. Burada söylenen nüfus kağıdındaki yaş değil, yumurtalıkların biyolojik yaşı diyelim. Şunu da itiraf etmek gerekir ki elde edilen yumurtaların tazeliği de adayın yaşı ile ilişkilidir. 


Bir modelle açıklama yapacak olursak, kadınların yumurta geliştirebilme yeteneklerini kaybetmelerini erkeklerin saç dökülmelerine benzetebiliriz. Erkeklerin daima başları kapalı kıyafetlerle gezdiği bir ülkede karşınızdaki kişinin saçlarının dökülmüş mü, yoksa halen gür mü olduğunu kişinin yüzüne bakarak az çok tahmin edebilirsiniz. Yukarıdaki resimde saçları erken dökülmüş olanları karşıdan seçebilir misiniz? Fakat zaman zaman sizi şaşırtan sürprizlerle de karşılaşırsınız.

Bazen tıp olarak bizim bulgularımız yumurta çıkma ihtimalini sıfır veya sıfıra yakınsa adaylığın hiç kabul edilmemesi herkes için en doğru karar olacaktır.

Bu noktada şu gerçekleri de göz önünde bulundurmak gerekli oluyor.

Hangi hastanın şansının tam olarak sıfır olduğunu kesin bir şekilde öngörmek mümkün olmuyor. Örneğin, yakın zamanda okuduğum bir makalede yüksek doz tedavilerle yumurta elde edilemediği için tüp-bebek tedavisinden vaz geçilmiş iken, ilaç kullanmadan sadece izleyip kendliğinden gelişen tek yumurta ile tüp-bebek yapılmış. Üç tane gebelik de elde edilmiş. Ama yayının içeriğinde benzer durumda toplam 33 hastanın izlenmeye başlandığı, 20 hastada yumurta gelişimi görülebildiği için OPU (yumurta toplama işlemi) yapıldığı, 16 tanesinden transfer edilecek embriyo oluşabildiği, transfer yapılan bu 16 hastanın 3'ünün bebek sahibi olabildiği görülüyor. Sonuç olarak yola çıkıp sonuç alamayan 30 hasta, yüzü gülen 3 hasta... Değip değmeyeceği herkese göre değişir... Tabii ki son karar hastaya bağlı.

Doktora ise şöyle bağlı:

Doktor adayı kabul ederken diyebilir ki "Belki de karşımdaki hasta sonuca ulaşabilecek o şanslı üç kişiden biridir. Onun önünü kesmeyeyim, olacaksa da ben engellemiş olmayayım." Ama, içini nereden bileceksiniz, belki de içinden geçen: "Ben 33 hastayı bilirim, toplam rakam 33 hasta..."

Ya da hastayı tedaviye almaz ve diyebilir ki: "Büyük bir ihtimalle hüsranla bitecek böylü bir maceraya niye başlayayım, niye başlatayım? Bu hayal kırıklığına neden aracı olayım?" Ama, yine içini nereden bileceksiniz, belki de "Şansı sıfıra yakın hasta listeme alıp da gebelik oluşmayanlar oranımı neden yükselteyim?" diyordur...

Burada dürüst bir hekimden beklenen  bu belirsizlikler içinde elinden geldiğince gerçekçi olmayan beklentiler oluşturmamasıdır. Hastalarının kendi iyimserlikleri veya karamsarlıkları, kendi öncelikleri ve maddi olanaklarıyla kendilerine uygun kararları vermelerine zemin hazırlamasıdır.

"Dürüst olmayan hekim olur mu?" diye sormuyorsunuz artık değil mi? Keşke hekimler, hakimler ve hükmedenler hep dürüst olsaydı...

Sonuç: Tüp-bebek tedavisinin ilk aşaması aday olarak kabul aşamasıdır. Bu aşamadan geçemeyenler çok üzülmesinler. Kendi gerçeklerine ve kendi önceliklerine göre hayatlarına başka bir yön versinler. Üstelik bilsinler ki, aday olarak kabul edilenlerin hepsi anne-baba olmuyor, sadece bir sürece başlıyorlar...