Doktorların Yapabildikleri? Yapamadıkları?

Her gün bir çok özelliğinin farkında olmadan kullandığımız bedenlerimizin ayrıntı düzeyinde muhteşem makinalar olduğunu arıza yaptıklarında ancak fark ederiz. Doktorlar tıp denen bilim dünyasının içinde bu makinaların ustalarıdırlar. Usta dediysem hem iyi bilen anlamında ustaları, hem de bildiğiniz tamirat ustaları... Bilmediğimiz bir dünyada bize danışmanlık, kılavuzluk yapan yol göstericiler, bazen de tamirciler... Öyle olunca insan olmalarının sonucu olarak farklılıklar gösterirler. Doktorlar da anlarken, kendi anladıklarını anlatırken birbirinden çok farklı tarzlar ve uygulamalar gösterirler...

Doktorlar bazen nedeni bulurlar, tedavisini de bilirler. Bazen nedeni bulurlar ama tedavi yapamazlar. Bazen de nedeni de bulamazlar. Ama her durumda hasta bir cevap beklemektedir. İşte o zaman hasta ile iletişimde doktorların cevapları birbirinden çok farklı olabilir.

Kimi doktor hiç bilemediği neden, hiç tedavi edemediği durum yokmuş gibi konuşur. Kimi hastalar da bu tip doktorlara bayılırlar. Doktor en iyi doktor olduğunu zanneder, hasta da en iyi doktoru bulmuş olan en şanslı hasta olduğunu zanneder. Hastalığın da tedavinin de bilindiği durumlarda zaten herkesin bildiği tedaviyi en iyi doktor haydi haydi bilir ve uygular. Sorun yok... Bu doktorlar tedavisi olmayan durumlarda da, dünya literatüründeki en uç tedavi yöntemlerini bilirler. Bilimsel çalışmalarda yüz hastanın 5'inde kendiliğinden iyileşecek bir durumda, yüz hastanın 7'sinde iyileşme sağlayabilen, yeni icat, pahalı tedavi yöntemlerinden hastalarını yararlandırırlar. Yüzde 2 hastada başarıldırılar, yüzde 98 hastada boşa ilaç kullanmış olmak çok da dert değil. Büyük doktorlar çok kazanır, çok harcar, çok harcattırır. Nedenin bulunamadığı durumlar da sorun değil, çünkü bir sürü tetkik yapınca bir günah keçisi zaten bulunur. Çağdaş bir doktor-hasta ilişkisi... Allah aralarını bozmasın...

Kimi doktor için tıbben neyin bilinip neyin bilinmediğinin bir önemi yoktur. Kendisinin de neyi bilip neyi bilmediğinin önemi yoktur. Çünkü onların her durumda cevapları vardır. Doğru olmak, yalan söylememek gibi bağlayıcı prensiplerle kendilerini sıkıntıya sokmazlar. Onların kendilerine sorgulamadan tapınan hastaları vardır. Doktor-hasta ilişkileri, sahte şeyh ve müritleri arasındaki sorgusuz biat gibidir. Allah muhabbetlerini artırsın...

Kimi doktor tıbben hangi doğrunun halen geçerli olduğunu, hangi doğrunun yanlış olduğunun anlaşıldığını sürekli takip etmek zorunda hissettiği için devamlı okumak zorundadır. Birisi onun bildiğinin aksini iddia etse bildiğinde inat ve ısrar etmez, hemen kitaplara koşar, internetteki bilgi kaynaklarına koşar. Tedavinin ya da nedenin bilinmediği durumlarda hastasının ne yapabileceğini keşfetmeye çalışır. İstenen sonuca ulaşılamayacaksa da, tedavi yoksa da bir yol göstermeye çalışır. Hekim hep daha iyisi, daha doğrusu olabilir mi arayış ve tedirginliğini hissetmektedir. Ama kendisi hastasının yerinde olsa ne bekler ise onu vermeye çalıştığını bildiği için, bir yandan da onun iç huzurunu yaşamaktadır. Güvenebileceği bir hekim bulmuş olan hasta da huzurludur. Allah onların güvenlerini daim etsin.

Özgürlük başka mutluluk! Yaşasın tencerelerle kapakların özgürlüğü...